BAŞBUĞ TÜRKEŞSİZ 27 YIL

Türk dünyası’nın efsanevi lideri Başbuğ Alparslan Türkeş’in aramızdan ayrılışının 27. yıl dönümün de onu rahmetle minnetle saygıyla anarken onun yokluğunun Türk Milleti için ne kadar önemli olduğunu bugün içerisinde bulunduğumuz durumdan ötürü daha iyi anlıyoruz ve onu arıyoruz.

***

4 Nisan 1997 sonrası Türkiye de gelişen olaylar Başbuğ Türkeş’i neden daha çok aradığımızı ortaya koymaktadır.

***

Adı Türk Milliyetçiliği ve Vatan sevgisiyle özdeşleşen Başbuğ 80 yıllık ömrü boyunca Ülkücülere, Türk Milliyetçilerine,Türk Milletine ve tüm İnsanlığa bizzat hayatıyla şahsiyet örneği veren sabrın, çilenin, azmin ve kararlılığın abidesi olmuştur.

***

Alparslan Türkeş; Buluşma yerimiz ne doğudur ne batıdır, ne kuzeydir, ne güneydir. Buluşma yerimiz Büyük Türkiye’dir. Buluşma noktamız Türk’ün kafası, Türk’ün kalbi, Türk’ün cevher-i aslisidir diyerek Milli bir politika sergilememizi istemiştir.

***

Başbuğ ortaya koyduğu görüşler ve gösterdiği hedefler ile Milletinin hislerine tercüman olmuştur. İşaret ettiği büyük hedef oldukça anlamlı idi.

Başbuğ diyordu ki;

Ben Türk Milletini,

Sokaklarda ıspanak fiyatına satılan Demokrasiye, rüşvet ve hile ile çiğnenen, çiğnetilen hukuk düzenlerine, Ahlaktan mahrum bir hürriyete, Tefeciliğe, karaborsaya yer veren bir iktisadi yapıya çağırmıyorum,

Türklük gurur ve şuuruna, İslam ahlak ve faziletine, Yoksullukla savaşa, adalette yarışa birliğe, kardeşliğe kısacası hak yolu, hakikat yolu ALLAH yoluna çağırıyorum.

***

Türkiye ona göre “ aç hürler, tok esirler ülkesi” olmamalıydı. Türk Milletinin İstiklal ve İstikbalini korumak, yüceltmek ve ebedi olarak var etmek fikrinin üstünde hiçbir fikir olamazdı. Yine diyordu ki; biz her türlü Emperyalizmi ve yabancı Kültürleri reddediyoruz, merde de namerde de muhtaç olmadan yaşayan bir Türkiye görmek istiyoruz.

O tam bağımsız anti-emperyalist demokratik ve insan haklarını esas alan bir Milliyetçilik anlayışını Milletinin önüne koymuştu,

Her şey Türk Milleti için ve Türk Milleti tarafından, Türk Milletine göre bir ilkeyi gönüllere nakşetmişti.

***

Ülkücülük anlayışını bir cümle ile şöyle formüle etmişti “Türk Milleti’nin en ileri, en medeni en kuvvetli bir varlık haline getirme Ülküsüdür” işte bu Ülkü için asla almayı düşünmeden daima vermeyi göze alan faziletli olanları göreve çağırmıştı, Şöhret, koltuk, ikbal ve şan duygusuna esir olmadan ve hiçbir şeyden korkmadan feragat ile mücadele edenleri göreve çağırmıştı.

***

En büyük rüyasının kısmen de hakikat olduğunu görmüş ender insanlardan birisiydi. O öyle demişti öyle oldu. Türk Birliğinin bir gün hakikat olacağına inancım vardır diyordu, ben görmezsem bile gözlerimi bu dünyaya onun rüyaları içinde kapayacağım.

Türk Ülkeleri Kurultaylarını yaparken ki mutluluğuna herkes şahit olmuştur. O bu anı görmenin Türkiye’de iktidar olmaktan da, Devlet başkanı olmaktan da çok daha önemli olduğunu her zaman söylemişti.

***

Bugün Türklük şerefinden bihaber olanların, Türk’ün düşmanlarına verdikleri sonsuz cesaret bizi yıldırmamalı, Türk Milliyetçileri, yaşadığı problemleri tekrar gözden geçirerek, Türkiye’nin dün olduğu gibi bugünde umudu haline gelmelidir.

Başbuğum sen bize Evlatlarım derdin işte o evlatların bıraktığın mirası ve emanetleri sonsuza dek yaşatacaklardır.

Bu vesile ile Başta Başbuğ Alparslan Türkeş ve tüm şehitlerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyoruz.

Ruhları şad mekanları cennet olsun.