Geçtiğimiz günlerde Antalya Büyükşehir Belediyesi’nden bir açıklama geçildi.
Başlık, “Büyükşehir’de sıkıyönetim”
Mecazi anlamda da söylense o sıkıyönetim vurgulamasına oldum olası karşıyımdır.
Yok mu yapacağın icraatın veya uygulamanın başka izahatı?
Koskoca Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin üstelik CHP’li bir belediyenin “Sıkıyönetim” ilan etmesi de neyin nesi oluyor arkadaş?
Siz değil misiniz ki, bu ülkede ordunun yönetimlere el koymasına karşı olup, sıkıyönetime karşı duran?
Parasını alıp fikir yürüten veya yürütmekle yükümlü olan “Danışman” adı altında o kadar çok muhteremler var ki, adamların kendilerine danışmanlar lazım.
Lazım ki hala bir fikir yürütmekten, icraatın altına imza atmaktan sanki acizler.
Ve başlık atıldıktan sonra haber şöyle devam ediyor: Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, yeni döneme hızlı başlangıç yaptı. İlk aşamada Genel Sekreter Yardımcısı Tuncay Saruhan ve 3 şube müdürünü görevden alan, Başkan Böcek, bir genelge yayınlayarak belediye çalışanlarının işe giriş saatlerinden, kılık kıyafete kadar daha önce konulan kurallara titizlikle uyulmasını istedi.
Vay arkadaş.
Yazıyı okuyunca alkışlayayım mı yoksa biraz düşünüp mü karar vereyim çözemedim.
İşe giriş, işten çıkış. Ve kılık kıyafet olaylarıyla devlet memurluğu kurallarına uyma konusunda başkan tarafından herkesin uyarılması olayı alkışlanmaz da ya ne yapılır?
Belediye çiftlik mi?
Tabi ki herkes kuralına göre işini yapacak. Aldığı maaşlarını kuruşuna kadar hak edecek.
Yoksa aldığınız maaşların kuruşunda bile yetim hakkı vardır yetim.
Unutan bankamatikler varsa gün gelecek hesabını vereceksiniz.
Peki Antalya Büyükşehir’de o gün bugün müdür?
Beş yıldır nerelerdeydiniz desek?
2019 yılından bu yana belediyede çalışanlar personel değil miydiler de, şimdi mi çalışanlar kategorisine girdiler demezler mi?
Belli ki niyet, “Zararın neresinden dönülürse kardır.”
Eğer o niyet hakikaten buysa herkesin saygı duyması gerekir. Yok dostlar alışverişte görsün ise zihniyet vay Antalya’m vay.
Bu arada.,
Başkan Böcek’in genelgesinden sonra Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Cansel Çevikol Tuncer, Daire Başkanlarını sabahları mesai saatinin başlangıcı olan saat 08.30’da toplantıya çağırmış, toplantıya geç gelenlerin belediyeye alınmayacağını bildirmiş.
Kararlısınız yani?
Hangi konuda?
Belediyede kim olursa olsun çalıştırmak adına mı, yoksa amaç yıldırma. Yani mobbing. Politikacı ağzıyla da “Kelle kesme operasyonu” mu?
Neymiş?
Antalya Büyükşehir Belediyesi’nde sıkıyönetim olarak yorumlanan uygulamaya göre, daire başkanları başta olmak üzere belediye çalışanlarının işe geliş saatlerinin titizlikle kontrol edileceği, mesai saatlerine ve kurallara uymayanlar hakkında idari işlem yapılacağı.
Ne yazık ki Antalya’nın yayla ilçeleri belediyenin sürgüne gönderdiği eski bürokratlarla dolu.
Artık bunu sağır sultan bile duymaktan fena halde sıkılmıştır da, Genel Sekreter Cansel Çevikol son üç gündür makama kimleri çağırıyordur pardon çağırttırıyordur dersiniz?
Personel Daire Başkanı Mehmet Keskin Mevcut Daire Başkanlarını mı, yoksa önceki dönemde o görevde bulunanları mı karşısına alıp nutuk atıyordur?
Bence ikincisi.
İsim mi vereyim?
Eski Kültür Daire Başkanı Zülfü Çelik, eski Sosyal Hizmetler Daire Başkanı Ayşe Üstündağ.
Mustafa Emekli. Uğurcan Ecemiş. Mevlüt Özdemir. Şimdilik bu isimler. Devamı da belli ki gelecek. Çünkü isimler çok.
Talep ne?
“Emekli olun.”
İyi de adamların daha emeklilikleri gelmemiş. Gelse zaten eminim bir dakika durmazlar.
Yoksa.,
Yaylalar onları mı bekliyor ne?
Madem belediyede sıkıyönetim ilan ettiniz bakın bakalım o mesai saatlerine gözden çıkarttıklarınız mı daha istikrarlı uyuyor yoksa bizzat kanatlarınızla uçurup aldıklarınız mı?
Ben Genel Sekreterin mesai başlama saati kaç onu da merak ediyorum.
Yoksa sürekli araziye falan mı çıkar ki?