Olimpiyatın başlamasına az kaldı…
Olimpiyat başlıyor…
24 Temmuz Olimpiyatın Açılışı olacak…
Muhteşem açılış, aylarca süren açılış hazırlıklar sonrasında ilk defa kapalı alan dışında yapılan konseptlerle yapılan açılış beğeni aldı.
Derken, 19 günlük serüven nihayet bitti.
Dünya ülkelerinden gelen sporcular kıyasıya yarıştılar. Kimisi kazandı sevindi, ülkesine madalya ile döndü. Kimisi kaybetti üzüldü. Bu son olimpiyatlarımdı diyen de, gelecek olimpiyatta daha başarılı olacağım diyen sporcularda oldu.
2024 Olimpiyat Oyunları, düzenlenen kapanış töreniyle sona erdi. Fransa’nın başkenti Paris’teki 80 bin kişilik Stade de France’ta gerçekleştirilen kapanış törenini, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Uluslararası Olimpiyat Komitesi Başkanı Thomas Bach ile davetliler takip etti.
Sevgili Okurlarım, bugün sizlere 2024 Paris Olimpiyat Oyunlarının kısa bir değerlendirmesi ve Türk Sporcular başarılı oldu mu olmadı mı ? Bu konularda düşüncemi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Bu yaşıma kadar kendimi bildim bileli olimpiyatları hep heyecanla takip ettim.
Türkiye için Paris Olimpiyatları “40 YIL SONRA EN BAŞARISIZ OLİMPİYAT” olarak tarihe geçti.
Türkiye, Paris 2024 Olimpiyat Oyunları’nı 3 gümüş ve 5 bronz madalya ile tamamladı. Milli sporcular 1984 Los Angeles’tan itibaren ilk defa bir yaz olimpiyatlarını altın madalya kazanamadan sonlandırdı.
Olimpiyatların kısa tarihçesine değinmek istiyorum.
Bilim adamlarınca söylenen bir söz vardır. “Tarih, yazı ile başlar” derler. Bu açıdan baktığımızda “Dünya tarihi, Sümerlerle başlamış” denebilir. Yunan tarihi ise bu tarife göre M.Ö. 776’da başlamıştır. Eldeki en eski yazılı belgeler, kayıtları tutulmuş ve o yıl yapıldığı saptanmış olan Olimpiyatlara aittir.
M.Ö. 776’da Olimpia’da yapılan yarışmaların olimpiyatların ilk organizasyonu olduğunu yapılan yarışmaların kayıtlarının tutulmasından dolayı söyleyebiliriz. Bu belgeler elimizde bulunan en eski tarihli olimpiyat oyunlarının belgeleri olarak tarihi öneme sahiptir.
Yapılan arkeolojik kazı çalışmalarında elde edilen bulgularda , günlük yaşam içindeki yeri kesinlikle bilinmemekle birlikte, Sümer, Mısır ve Mezopotamya uygarlıkları devrinde günümüzde yapılan sporlara benzeyen fiziksel aktivitelerin yapıldığı bilinmektedir. Olimpiyatların felsefesinde, bariz bir şekilde Hitit ve Minos uygarlıklarının etkileri görülür. Girit Adası’ndaki M.Ö. XV. yüzyıl içinde yapıldığı saptanan freskolarda, sağ ellerinde eldiven olan gençlerin boks yaptıkları görülür. Hititlerdeki ‘Amaç Yenmektir’ prensibi de Olimpiyatlar içinde büyük yer almış olup, eldeki belgelerde sadece yarışmaları kazananların ismine rastlanırken, hiçbir yarışmada yenilenlerin adı görülememiştir.
Hitit toplumunda doğadaki ikili çelişki; sıcaklık-soğukluk, gece-gündüz ve iyilik-kötülük olarak ele alınırken, bu anlayış Olimpiyatlarda, ‘iyi’ olanın ‘kötü’ olana üstünlüğü olarak kabul edilmiş ve belki de bu nedenle sadece yenen sporcunun adı adeta kutsallaştırılırken, yenilen sporcunun adı anılmamıştır.
Tarihçilerin üstüne basarak vurguladıkları başka bir husus, Geçmişten günümüze olimpiyatlar programında yer alan sporların, yüzyıllardır yapılan sporlar olduğunun ve bu sporların Yunanlılar tarafından keşfedilmediği, Mezopotamya, Anadolu ve Ege yörelerinden geldiğidir.
Eski Yunan’daki anlayış, ölümden sonra bir yaşam kavramını kabul etmemişti. Belki de bu nedenle, Tanrıların insan nitelikleri ile yaşadıklarına inanan toplum, bir bakıma yarı Tanrı olarak kabul ettikleri Olimpiyat şampiyonlarına taparcasına hayrandı.
Olimpiyatların 28 yüzyıllık tarihini üç bölümde inceleyebiliriz.
1. M.Ö 776 yılında yapıldığına dair elimizde kalıntılar bulunan ve M.S. 393 tarihinde, o zamanlar Constantinopolis diye adlandırılan bugünkü İstanbul’da oturan Roma İmparatoru I. Theodosius tarafından sona erdirilen ve ‘Klasik veya Eski Olimpiyatlar’ diye adlandırılan 1169 yıllık tarihçe.
2. M.S. 393’den 1896’ya kadar geçen ve belki de doğru olarak, ‘Yarı Unutulmuşluk’ devri denilebilecek 1503 yıllık zaman kesimi.
3. Yıllar önce yapılmış ve devamlı olamamış bazı organizasyonlardan ders alan, hayatını ve servetini ortaya koyarak 1896’da ilk Olimpiyatları organize eden Baron de Coubertin’in başlatıp devam ettirdiği ‘Modern Olimpiyatlar’.
Paris olimpiyatını Türkiye açısından değerlendirecek olur isek , maalesef ülkemiz için 40 yıl sonra en başarısız olimpiyat olarak tarihe geçti.
Türkiye, kadınlar boksta 2 gümüş, 1 bronz madalya kazandı. Hatice Akbaş ve Buse Naz Çakıroğlu final maçlarında kaybederek gümüş madalya, Esra Yıldız Kahraman ise üçüncülük maçını kazanarak bronz madalya aldı. Ben başarılı olan sporcularımızı buradan kutluyorum.
Son olimpiyat şampiyonu Mete Gazoz, Paris Olimpiyatını bronz madalyayla tamamladı. Mete Gazoz, Ulaş Berkim Tümer ve Abdullah Yıldırmış’tan oluşan erkekler okçuluk takımı bronz madalya aldı.
Türkiye, şimdiye kadar olimpiyat oyunları tarihinde en başarılı olduğu spor branşı güreşte bu sene iki bronz kazandı. Kadınlar 68 kilogramda Buse Naz Çavuşoğlu, erkekler 125 kilogramda Taha Akgül bronz madalya aldı.
Tekwondo branşında Nafia Kuş Aydın kadınlar 67 kilogramda bronz madalya kazandı.
Filenin Sultanları tarihinde ilk defa yarı finale kaldığı Olimpiyatlar’da yarı finalde İtalya’ya ve üçüncülük maçında Brezilya’ya yenilerek dördüncü oldu.
Yüzme branşında Türkiye’yi Olimpiyat Oyunları tarihinde ilk kez finalde temsil eden 16 yaşındaki atlet Kuzey Tunçelli, 14.41.22’lik derecesiyle 5’inci oldu ve “Dünya gençler rekoru”nu kırdı.
Türkiye 1984’ten sonraki en başarısız Olimpiyat Oyunları’nı geçirdi. Türkiye bir önceki Olimpiyatı (Tokyo 2020) 2 altın, 2 gümüş ve 9 bronz madalya ile tamamlamıştı. Tokyo’da madalya sıralamasında 20’inci olan Türkiye Paris 2024’ü 64’üncü sırada tamamladı. Olimpiyatlarda ülke olarak toplam madalya sayımızı 112 ‘ye çıkardık.
Paris Olimpiyatları’nda atıcılık 10 metre havalı tabanca karma kategorisinde mücadele veren Şevval İlayda Tarhan ve Yusuf Dikeç, Türkiye’nin Olimpiyat tarihinde atıcılık branşındaki ilk madalyasını kazandı. Atıcılık, Türkiye’nin Yaz Olimpiyatlar’ı tarihi boyunca madalya kazandığı 10’uncu spor dalı oldu.
Milli atıcı Yusuf Dikeç, final müsabakasında ekipman kullanmadan ve tek eli cebinde atış yapması nedeniyle Olimpiyatlar’ın simgesi haline geldi. Dünya çapında sosyal medyanın gündemine oturan Yusuf Dikeç’in “atış pozu”nu Olimpiyatlar’ın geri kalanında sporcular sevinç gösterisi olarak kullandı.
Paris’in üçüncü kez ev sahipliği yaptığı Olimpiyat Oyunları’nın açılış töreni, ilk kez bir stadyum dışında Sen Nehri’nde yapıldı. Kafileler tekneler eşliğinde Sen Nehri’ni geçerken tanıtıldı. Louvre Müzesi, Bastille Hapishanesi gibi tarihi mekanlarda gösteri şovlarının yapıldığı açılış töreni tartışmalara da neden oldu. Leonardo Da Vinci’nin Son Akşam Yemeği tablosu parodisini LGBT sapkınlığı olarak değerlendiren eleştirenlerde oldu
Paris Olimpiyatları’nda en çok tartışılan konulardan biri de 100 yıldır yüzmenin yasak olduğu Sen Nehri’nde yüzme yarışlarının yapılması oldu. Yarışlara katılan yüzücüler suyun kirliliğinden şikayet etti.
Paris olimpiyatlarının genel değerlendirilmesini yapacak olursam,
Ben uzun yıllar değişik branşlarda spor yapmış , sporu takip eden bir yurttaş olarak, olimpiyatların açılışını oldukça başarılı buldum. Genel kalıplaşmış açılış programının dışına çıkılmış, farklılık yaratılmış, birçok figüran ortam konsept açılış programına dahil edilmiş. Sen nehrinden etraftaki tarihi binalardan, parklardan saraylardan faydalanılmış. Açılışta ve sonrası olimpiyat oyunlarında dikkatimi çeken bir diğer husus da , Fransızlar ranta doğayı , şehrin tarihi binalarını kurban etmemişler. Bizdeki tabirle “Ranta Fransız kalmışlar” ( Rant, rantiyeci, doğa, tarihi binalardan bu konudan uzak kalmışlar ). Çok katlı binalar yok…Yeşil alan parklar oldukça çok.
İnanın bir an düşündüm Paris’i Türkler yönetseydi, İstanbul’da tarihi camilerin Sultan Ahmet ve diğerlerinin siluetini gökdelenlerle bozdukları gibi Sen nehrinin kenarına gökdelen çok katlı binaları dikerlerdi. Daracık cadde sokak bırakırlar çarpık kentleşme ile yeşil alanları ormanları ranta açarlardı. Ben buradan Fransız halkını kutluyorum. Yüzyıllardır tarihi, sanatsal yapıları bozmadan şehri doğayı tarihsel binaları bu zamana kadar korudukları ranta açmadıkları, rantiyecilere fırsat vermedikleri için.
Olimpiyat şehri Paris’i izlerken halkımızın da , Ormanı yeşili katleden , Hes’lerle akarsu yataklarını , zeytin alanlarını yok eden, çarpık kentleşme ile çok katlı binalarla şehirleri betonarmeye çeviren
zihniyete karşı niye yeterince duyarlı olmadıkları , yapılan onca rantçı işlerin hesabını niçin sormadıkları husussunda kendilerini eleştiriye tabii tutmalarının , Gelecek Güzel Günlerin Olacağı Türkiye için hayırlı olacağını düşünüyorum.
Türk sporcular ellerinden geleni yaptı. Bu başarısızlık, ülkemizde halen spor tesislerine yapılan yatırımın, spor brançlarına sporcuya verilen maddi/manevi desteklerin yeterli olmadığı , son zamanlarda her ne kadar spor için ayrılan kaynakların artırımına gidilse de bunun yeterli olmadığını, bu tür yarışma/organizasyonlarda maalesef sporcularımızın dünya klasmanının altında kalmasıyla gördük.
Paris Olimpiyat Oyunlarında, ABD ile aynı sayıda altın madalyayla ikinci olan Çin, 40’ı altın, 27’si gümüş, 24’ü bronz 91 madalyayla oyunları tamamladı.Olimpiyatların son gününde 2 altın madalya kazanan Japonya, üçüncü sıraya yükseldi. Japonya’nın 20’si altın, 12’si gümüş, 13’ü de bronz 45 madalyası bulunuyor. Yüzme ve su sporlarındaki başarısıyla dikkati çeken Avustralya, 18 altın, 19 gümüş ve 16 bronz olmak üzere toplamda 53 madalyayla dördüncü sırada yer aldı. Ev sahibi Fransa ise 16’sı altın, 26’sı gümüş, 22’si bronz 64 madalyayla oyunları 5. Sırada tamamladı. Paris 2024’te Mülteci Olimpiyat Takımı ve 90 ülke, madalya mücadelesi verdi. Türkiye gibi büyük bir ülkenin madalya sıralamasında 64. sırada olması hepimizi üzdü. Bu başarısızlığın sebebini Spor Kurumlarında alt yapılarında ARGE çalışmaları ile sebepler araştırılmalı, yeni spor model uygulamaları devreye sokulmalı, bundan sonra ki en yakın olimpiyat olan ABD Los Angeles Olimpiyatlarına hazırlık bir an önce başlatılmalıdır.
Bir olimpiyatlar daha bitti. Paris Olimpiyatı , renkli değişik konsept açılış kapanışlarıyla , iyi organizasyon yapısıyla daima hafızamızda kalacaktır.
Ülkemizin de son zamanlarda oldukça kötüye giden ekonomisini düzelterek, rantın rantiyecilerin önünü tıkayarak bu tür Olimpiyat Organizasyonunu yapabilecek ekonomik güce erişmesi, olimpiyatı düzenleyecek alt yapıya kavuşması, dünya siyasetinde bu tür organizasyonları alabilme konumuna gelmesi dileğiyle…
Hoşça kal Paris Olimpiyatı,
Hoş geldin Los Angeles olimpiyatı …