Benim sonradan tanışıp, yıldızlarımızın barışık olmasıyla birbirimize sevginin yanı sıra saygı duyduğumuz ev sahibimin oğlu Aydın Uçar var.
Kendisi Akdeniz Üniversitesi Mimarlık Fakültesinde öğretim görevlisi. Ara ara kendisiyle fikir alışverişinde bulunuruz.
Yüksek İnşaat Mühendisi ve Üniversitede öğretim görevlisi Hasan Barış Barut hocam sayesinde tanıştım ben Aydın hoca ile.
Hepimizin amacı tabi ki ortak noktada nasıl buluşabileceğimizdir.
Geçenlerde Aydın hocam bana alıntı bir yazı göndermiş. Kelimelerin çok şeyler ifade ettiğini bana da anlatmak istercesine.
Nokta ve virgülüne dahi dokunmazken, “Geçenlerde okuduğum bir yazı çok hoşuma gitti ve paylaşmak istedim. 8 ay önce 77 yaşını bitirmiş biri olarak yazılanların doğruluğunun şahidiyim” diyor girişte.
Ve devam ediyor;
“Gençlik bir hayat devresi değil, bir akıl halidir.
Yıllar cildi buruşturabilir, ancak heyecanların bitişiyle ruh buruşur.
İnsan, kendine olan güveni kadar genç, kuşkusu kadar yaşlı,
Cesareti kadar genç, korkuları kadar yaşlı,
Umudu kadar genç, bezginliği kadar yaşlıdır.
Hiç kimse fazla yaşamış olmakla yaşlanmaz!
İnsanları yaşlandıran, ideallerinin bitmesidir.
Kalbi sevdikçe, neşe duydukça, güzellikleri fark ettikçe, beyni yeni bir şeyler keşfettikçe, herkes gençtir.
İnsanlar yaşadıkça yaşlandıklarını sanırlar, oysa yaşamadıkça yaşlanırlar.
İnsan, yaşlı olmaya karar verdiği gün yaşlanır.”
Katılmamak mümkün mü?
Hem de ilk harfinden son kelimesine kadar
Dikkatlice okunduğunda başlangıçtaki, “Gençlik bir hayat devresi değil, bir akıl halidir” diyor ya hani.,
Kaç genç bu söylemin anlamını çıkarta bilmek adına tanesine yüz kusur lira verip bir fincan kahvesini içtiği pahalı mekanların internetinden faydalanıp vakit geçirmek için bu cümle hakkında bilgi toplamaya kalksa bana göre hayatının en dolu geçirdiği dakikaları yaşar?
Ama saymaya kalksak öylesine kaç kez rastlayabiliriz ki?
Ben mi konu ile ilgili kötümserim yoksa hayatın gerçekleri olabilir mi işte bu tartışma konusu.
“Yıllar insan vücudundan bir şeyler alıp götürür ama, yeter ki insandaki heyecan bitmesin” deniyor ya.,
Tabi ki yaşayan bilir de, insan oğlundaki heyecandır bana göre de vücut dinçliğinin sebebi.
Gerçekten her bir satırı başkasını bilemem de, beni düşündürdü de düşündürdü. Ve karşıma hep koskoca doğrular çıktı.
Mantık yürütürken elimde olmayarak da olsa, “Doğru” dercesine defalarca kafamı sallayarak onayladığım olmuştur kesin.
“Umudu kadar genç, bezginliği kadar yaşlı” vurgulamasını okurken, “Beni anlatmış” demekten kendimi alamadım.
Zira, emin olun yaşantım süresince hiç amaçsız yaşamadım.
O gün beklentilerim gerçekleşmediyse bir gün sonrasına hep umudumu taşıdım. Asla da bezginlik haline geçmemeye çalıştım ki ben kendi adıma bunu dolu dolu yaşayanlardan olduğumdan söylemin doğruluğuna katılmamam mümkün değildi.
Bu vesileyle.
Hakikaten insan oğlunu en güzel kelimelerle mükemmel şekilde anlatıp, “Doğru” dedirten gönderin için sana çok teşekkür ederim Aydın hocam.
Beni Aydın hoca ile tanıştırdığın için sana da en kalbi duygularımla sevgilerimi gönderiyorum Hasan Barış Barut hocam.
Her zamanki paylaşımcı huyumdan dolayı okurlarıma bana göre güzellikleri sayenizde herkese sunayım dedim.