Bu seçim döneminde hiçbir adayı köşeme taşımayacaktım… Üstelik çeşitli partilerden aday adayı olan çok samimi ve inandığım dostlarım olmasına rağmen.
Ancak bu kararımı değiştirmeme neden olan bir gelişme oldu… Şimdi bunu sizlerin de görüşüne sunarak, makalemin konusu olacak kişiyi bir paragrafla anlatıp konuyu uzatmadan kapatacağım. Hem de aday belirlemede neye dikkat edilmesi gerektiği konusunda da sorumlular için bir ışık tutmuş olacağıma inanıyorum…
Evet… Bir insan var ki ne zaman arasanız telefon iki defa çalmadan açıyor… Derdinizi anlatıyorsunuz sizi dinliyor ve kendi işi gibi elinden geleni yapmaya çalışıyor. O kadar naif ve nazik ki Antalya’da onu tanıyan kim varsa, size benzer şeyleri mutlaka anlatacaktır.
Sadece yardımsever mi ?
Tabi ki hayır …
Her insanın arzuladığı VEFA sözcüğünü pratikte uygulayan bir karaktere sahip…
Örneğin Antalya’nın ücra bir köyünde, inzivaya çekilmiş eski bir tanıdığı vardır ki gider onu bulur gönlünü alır…
Yani ona selam veren herkesin dostu, gariban babası ve her yönü ile halkın dert ortağı… Ben onun bu yönünü bilip de aday olduğu şu dönemde dile getirmeseydim inanın vicdanım rahat etmeyecekti.
Şimdi buradan yola çıkarak sizlere şunu söylemek istiyorum; aday olup milletvekili olduktan sonra hiçbir telefona çıkmayan ve Antalya’nın sorunlarını sene de bir aklına getiren insanların mı sizi mecliste temsil etmesini mi istersiniz; yoksa, size yukarıda bahsettiğim karakteristik özellikleri taşıyan bir kimsenin mi ? ….
Bunu bir düşünün…
İşte yukarıda dile getirmeye çalıştığım karakteristik yönünün dışında Antalya’da kırk yıla varan bürokratik hayatının yanı sıra Türkiye Kamu Çalışanları Vakfı Antalya Şube Başkanı Hayati Peker’dir…
inanıyorum ki bu milletin hak ettiği özlediği bir milletvekili olmanın yanı sıra adam gibi adam sıfatınla çıktığın bu yol açık olsun; Hayati Peker ağabeyim…
Umarım her şey gönlünce olur…
Esen kalın…