Son günlerde sağlık turizminin gelişmesine yönelik ciddi adımlar atan hükümet bazen nasıl bir vergi kaybına uğradığını ve kimlere trilyonlarca haksız kazanç sağladığının farkına varmıyor. Bu girizgahı yaptıktan sonra gelelim konumuza; Sağlık turizmi öyle bir noktaya taşındı ki Akdeniz Üniversitesi doktorları da haklı olarak bundan payını almak istiyor.
Üniversiteler genellikle sağlık turizmini bir profesyonel acente üzerinden yürütüyor. Oysa Akdeniz Üniversitesi bu konuyu doktorların özel muayenelerine gelen hasta veya resmi olarak bu işi yapmaya yetkili olmayan kişiler üzerinden yapıyor. Bu durum üniversite içinde büyük bir infiale neden olurken büyük bir travma yaşanıyor.
Neden mi ?
Çünkü sağlık turizmi için gelen hastalar önce bir profesörün özel muayenesine gidiyor. Sonra özel muayenede istediği operasyona göre fiyatta anlaşıyor. Bu fiyatın içinde Akdeniz Üniversitesine ödeyeceği resmi rakam hariç hocanın alacağı para elden ödeniyor.
Bu elden ödemeleri küçümsemeyin hatırlarsanız Akdeniz Üniversitesinde biri doçent diğeri profesör odasında nakit para bulundu diye hapisle yargılanıyorlar. Doçent olanı hapis bile yatarken diğerine görünmez bir el uzanıp tutuksuz yargılanması sağlanmıştı. ( Bu konular bir başka köşe yazısı konusu olacağı için O iki hocanın olayına detaylı bir şekilde eğileceğiz. )
Asıl hikayemize devam edelim.
Sağlık turizmi esasında üniversitelerin kazanç elde edebilmesi için son dönemde devlet politikası gereği teşvik edilen bir sektör. Ne hikmetse bu sektörde Akdeniz Üniversitesi rektörü şu ana kadar sağlık turizminden ne kadar kazanç elde ettiğini kamuoyuna açıklayamadı.
Çünkü gelen hastalar ile ilgili veriler sadece resmi olarak hastaneye ödenen miktarlar ile sınırlı ve bir çok hoca bu konunun yanlışlığını bildiği halde morfolojiye sürgün edilirimi korkusu ile ağzını bıçak açmıyor.
Morfolojiye gönderilen hocalara ameliyat verilmiyor. Böyle olunca hocaların kazançları maalesef kesiliyor. Peki asıl sorum şu , gelen hastalardan özel muayenesinden astronomik para alıp Akdeniz Üniversitenin imkanları ile devasa para kazanan ve bu olayı örgütleyen kim?
Bu sorunun cevabını ben söylersem üniversitenin akıl seviyesini ayaklar altına alırım.
Herkesin bildiği ama kimsenin sesini çıkaramadığı bu olayda gerçeklerin asla saklanamaz gibi bir özelliği var. Bu konuda size bir örnek vereceğim. Bildiğiniz gibi geçtiğimiz günlerde Mehmet Şimşek bir sigara fabrikasına giren tütün miktarı kadar paketlenmiş sigara üretilmediği için astronomik rakamlarda ceza kesmişti. Örneklersek fabrikaya giren tütün miktarı 500 ton üretilmesi gereken 5 bin paket ne yazık 2500 paket üretilmiş. Maliye sen diğer 2500’ü kayıt dışı sattın diyerek tarihin en büyük cezalarından birini kesmişti.
Şimdi Akdeniz Üniversitesinde ihale yapılarak bir acente ile anlaşılmadan eski usul özel muayeneler üzerinden yapılan bu sağlık turizminde pastanın en büyüğünü alan kişinin, Akdeniz Üniversitesinde en imtiyazlı kişi olduğunu herkes biliyor.
Bu imtiyazlı hoca ayrıca sadece özel işlerini yapsın diye Akdeniz Üniversitesinin kooperatifinden iki personeli işe almış. Bu iki personelden biri üniversitede tek işi bu imtiyazlı şahsın müşterilerini ya da iyimser bir tavırla hastalarını organize ettiği biliniyor.
Bu imtiyazlı şahıs ülkemizde emlak işi yapan bir Rus vatandaşının getirdiği hastalara operasyon yaparken, kendi branşı dışında kalanları diğer hocalara pas ediyor. Diğer hocaların alacağı parayı da belirleyerek adeta kâr payı veya sus payı dağıttığı ayan beyan konuşuluyor.İmtiyazlı şahsın popülaritesinden ve rektöre yakınlığından faydalanarak yapılan bu işle ilgili rektör bir soruşturma başlatabilecek mi ? Göreceğiz. Yoksa geçmişte yaşanan Murat Turhan örneğinde olduğu gibi o imtiyazlı şahısa bir plaket vererek bu olayı yine halı altına süpürecek mi?
Ayrıca son bir soru daha Özlenen Özkan ÖSYM’nin sınavlarda en üst il temsilcisi olarak neredeyse her hafta yapılan sınavlarda ücret almasına rağmen bugüne kadar hiç bir sınavda görevli olarak bulunmamıştır.
ÖSYM bu konuda net tavrını gösteremediğinden bu durum da ilerde bir araştırma konusu olabilir.