YENİ MÜFREDAT TOPLUMSAL UZLAŞMA İLE SONUÇLANDIRILMALIDIR.
· Milli Eğitim Bakanlığı tarafından tüm öğretim kademelerini kapsayan ve “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” adıyla kamuoyuna duyurulan ‘yeni müfredat taslağı’ gelecek nesillerimizi, çağın ve toplumun ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde onları gelişmiş toplumlar düzeyine taşıyacak bir sistem midir? Bu sorunun cevabı, Sivil Toplum Kuruluşları (STK) ile farklı görüşlerden eğitim paydaşları müfredatın hazırlık sürecine dâhil edilerek verilmelidir.
· Ülkemizin yarınları için hayati önem taşıyan “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” için verilen bir haftalık askı süreci yetersizdir. Dünyanın değişim hızı her geçen gün artmaktadır. Çocuklara ve gençlere Türkiye’nin mevcut sorunlarına çözüm üreten aynı zamanda 21. yüzyılın ihtiyaçlarına uygun, çağın gerektirdiği bilgi, beceri ve yetkinlikleri kazandıracak bir eğitim modeli hazırlanmalıdır.
· Uygulanacak eğitim politikasının her derecesinin hiçbir tereddüde yer vermeyerek net ve açık bir şekilde ifade edilmesi gerekmektedir. Süreç şeffaf bir şekilde yönetilmelidir.
· Bu süreçte dünyada uygulanan eğitim sistemleri göz önünde bulundurulmalı, öğretmenlerin eğitim verecekleri alanlardaki yeterlilikleri incelenmeli ve programı test edecek bir pilot uygulama öngörülmelidir.
· Türkiye Cumhuriyeti’nin eğitim modelini anlatan sistemin ismi de Türkçe olmalıdır. Ülkemizde uygulanması planlanan eğitim sisteminde yapılması gereken en önemli değişikliklerden birisi “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” ismi olacaktır; çünkü “Maarif” Türkçe bir kelime değildir.
· Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’ni kurarken bir yandan Kurtuluş Savaşı’nın kazanılması için askerî alanda büyük çaba harcamış, bir yandan da ülkemizin geleceğini sağlam temellere oturtabilmek çağdaş eğitim sistemleri üzerinde çalışmalar yapmıştır. Bizlere,” Yanlış çizilmiş eski yollarda şöyle veya böyle yürümenin nasıl olacağının tartışılmasını değil, ileri sürdüğü şartları kapsayan yeni bir eğitim yolunun bulunup millete göstermek ve o yolda yeni nesillere rehberlik yapmak gerektiğini” vurgulamıştır. Cumhuriyet’imizin 2. Yüzyılında eğitim alanında yapılacak olan reformlar hazırlanırken Atatürk’ün bizlere göstermiş olduğu yol dikkate alınmalıdır.
· Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına yakışır, çağın ve toplumun ihtiyaçlarına cevap verecek bir eğitim sistemi ile bilimsel yöntemlere ağırlık vermelidir. Zira akıldan, bilimden, çağdaşlıktan, evrensel değerlerden uzak, milli ve manevi değerler üzerine oturtulmuş bir eğitim sistemi ülkemizin yarınları için derin bir kaygı yaratacaktır. Bu nedenle, herkesin ortak meselesi olarak görmesi gerektiği ‘yeni eğitim sitemi modeli’ toplumda kutuplaşmaya neden olmayarak çağdaş uygarlık seviyesinde geliştirilmeli ve hayata geçirilmelidir.