MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin sağlık durumuna ilişkin partiden açıklama geldi. Açıklamada, “10 yıl önce değiştirilmiş kalp kapağındaki dejenerasyon bulguları üzerine, 6 Şubat 2025 tarihinde mevcut kapak girişimsel olarak değiştirilmiştir. Tibbi durumu son derece iyidir. Kısa zaman içerisinde hastane süreci tamamlanarak günlük yaşantısına dönecektir.” denildi. BAHÇELİ’NİN KALP KAPAĞI DEĞİŞTİRİLDİ Hastanede...
06.02.2025
0
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abulkadir Uraloğlu, yapımı tamamlanan yolun açılışına giderken makam aracını kendisi kullandı. Yolda durduran jandarma personeli, Bakan Uraloğlu’nu tanımadı. Jandarma personeli ve Bakan Uraloğlu arasında yaşananlar güldürdü.Ulaştırma Ve Altyapı Bakanı Abulkadir Uraloğlu, yapımı tamamlanan yolun açılışını yapmak için bölgeye gitti. Makam aracını kendisi kullanan Bakan Uraloğlu’nu yolda...
06.02.2025
0
6 Şubat’ın yeni görüntüleri ve telsiz konuşmaları ortaya çıktı 6 Şubat depremlerini önceden tahmin ettiği öne sürülen Hollandalı Frank Hoogerbeets, 7.8 büyüklüğünde bir deprem olabileceği uyarısında bulundu. 24 Şubat tarihini işaret eden Hoogerbeets, riskin Türkiye’nin doğusunda ve İran’da yüksek olduğuna dikkat çekti.Türkiye’yi yasa boğan ve on binlerce insanın yaşamını yitirdiği...
06.02.2025
0
Tarım ve Orman Bakanlığı, ‘Taklit veya Tağşiş Yapılan Gıdalar’ listesinde Adana zirveyi uzun süre sonra kaptırdı. Zeytinyağlarına tohum yağları karıştırıldığı tespit edilen Aydın birinci sıraya yerleşirken, şehirde 172 hileli ürün tespit edildi.Tarım Ve Orman Bakanlığı, 2 Ekim 2024 tarihinden itibaren yayınlamaya başladığı ‘Taklit veya Tağşiş Yapılan Gıdalar’ listesi ile vatandaşların...
06.02.2025
0

Ocaklara ateş düşmeden yangın söndürülmeli

Ocaklara ateş düşmeden yangın söndürülmeli
Yayınlama: 29.01.2025
22
A+
A-

Ülkemizde ne yazık ki laf olsun diye yasalar çıkıyor ya da çıktığıyla kalıyor. Ya gaz almak için ya da yaptım demek için çıkan yasalar vatandaşın yerine başkalarının işine yarıyor.

Gölcük depremi sonrası yapı kayıt ve yapı denetim diye bir şey icat edildi. Deprem öncesi inşaat yapım işlerinin tüm kontrolü belediyelerin izinleri ve vizeleriyle yapılıyordu.

Onun da nasıl yapıldığını bilenler çok iyi biliyor.

Mütahit projesini çizdiriyor. Projesini de belediyeden aldığı vizeler sayesinde bitiriyordu. Vizenin ne olduğunu bilmeyenler vardır, temelinden bitinciye kadar yapılan her işin onayını belediyenin imar müdürlüklerinde ki müdürlürin verdiği izinle yapardı. Bu izinlerin nasıl ve hangi şartlarda verildiğini bizler çok iyi biliyoruz.

Biliyoruz derken Antalya’ya alıcı gözle bakmak çarpık yapılaşma ve yıkılmaya müsait çok katlı mezarları inceleyerek hangi şartlarda izin verildiğini de anlayabiliriz.

Neyse deprem sonrası yapı kayıt ve yapı denetim diye bir şey çıktı. Herkes kendine göre yapı denetim firması kurup, adamını bulan işini yakın bir zamana kadar kendi kurallarıyla inşaat denetimleri yapıp inşaatları bitirdi. Bu olay sadece Antalya değil tüm illerde aynı şekilde yapıldığını biliyoruz.

Baktılar devleti soyup kaybolan yapı denetim firmaları çoğalınca, haksız kazanç elde eden rantçı yapı denetimler ortaya çıkınca yine yeni kararlar alınıp bir havuz oluşturulup yıllık metre kare üzerinden yapı denetim firmaları kontrol altına alındı.

Ama işler nasıl yürüyor nasıl yapılıyor tam olarak bilmiyoruz. Ama belediyelerin imar müdürlüklerine yapılan operasyonlar içeriye atılan memurları gördüğümüzde işlerin nasıl yürüdüğünü de anlamış oluyoruz.

Bal yiyorsan parmağını yalayacaksın şeklinde işler hep öyle yürüyor.

Bir takım işler düzeltilsin, adalet gelsin, hukuk uygulansın vatandaşların hakları gasp edilmesin diye çıkan yasalarla zorlaştırılsada arkadan dolaşan zihniyet işini aynı şekilde yürütüyor.

Deprem öncesi ve sonrası binalar diye hayatımıza bir yapılaşma formülü girdi.

Şimdi Antalya’nın neredeyse yüzde 80’i kaçak ve çarpık yapılaşma diye düşünürsek, bir kısmı devletin çıkarttığı yapı kayıt belgeleriyle kaçağını çarpığını ödediği parayla sözde düzeltti. Özde bina aynı bina kaçak ve yıkılmaya müsait.

Siyasetçilerimiz iş adamlarımız uçaklara binip ülke ülke geziyor ama gittikleri ülkelerde bu sorun nasıl çözülmüş demiyor. Gidenlerin de ne amaçla gittiğini zaten biliyoruz. Madem gidiyorsunuz, bu ülkelerde yerel yönetimler neler yapıyor sorunları nasıl aşıyor diye birazcık araştırın.

Yine Avrupa’dan bir örnek vereyim. Almanya’da yerel yönetimler mahalle mahalle bir memur görevlendirmiş. Bu memur sokağa çıkıyor ve akşama kadar tek tek binaları gezip kaçak var mı? Plan dışı bir eylem gerçekleşmi mi? Binanın boyası solmuş mu? Sıvası dökülmüş mü? Camı kırılmış mı? Bahçedeki ağaçlar kurumuş mu? Tek tek kontrol edip tuttuğu raporu binaya bırakıyor ve 15 gün süre veriyor.

Bu tarz bir uygulamayı yapmak çok mu zor? Sabah çıkıyorsun oturduğun bina bir başka akşam geliyorsun içeri girdiğin binayı tanımıyorsun. Yıldırım hızıyla her şey değişiyor.

Bolu’da ki yangını da şimdi gündeme getirirsek, şehir merkezinde ki onlarca katı olan ama bir tane yangın merdiveni olmayan yapıların suçlusu şimdi bu evlerde oturan insanlar mı? Zamanın da belediyeler bu binalara oturum verirken, genel iskan verirken kör müydü? Şimdi bu binalarda bir sorun olsa bu binaların sorumlusu inşaatları yapan mütahitler mi olacak yoksa denetimi yapıp vize veren belediyeler mi olacak?

Hep suçlu aranıyor ama suçlu bulunmuyor. Kimsenin başına bişey gelmeden de bu çarpık yapılaşmaların hesapları acilen sorulmalı. Deprem olmadan, yangın felaketi yaşanmadan minareyi çalanların kılıf bulmadan bu denetimler gerçekleştirilip geriye dönük hesap sorulmalı.

Tabi bu söylediklerim vatandaşa ait özel mülkler resmi kurumlarda da durumların aynı olduğuna sanırım hepimiz hemfikiriz.

Antalya kıyıları tatil köyleriyle kapatılmış durumda buraların Turizm Tahsis Belgelerini Turizm Bakanlığı veriyor. Bu otellerin imara aykırı alanlarını ve yapılaşması gibi tüm denetimleri belediyeler yapıyor.

Kaçağı olmayan, vatandaşın hakkını gasp etmeyen Antalya’da bir tane sizce otel var mıdır? Bence yoktur.

Gazeteci olarak çok olaylara şahit olduğumuz gibi bu alanlarla ilgili defalarca haberlerde yapılsa da siyasi erk kendisini herzamanki gibi üstün tutup bu çarpık alanları örtbas etmiştir.

Geçmişte otelcilerden rüşvet almanın günah olduğunu söyleyip, para dolu çantaları ormanlık alanda ağaç diplerine bıraktırıp alanları bile iddia edildi.

Para her kapıyı açmamalı.

O yüzden kimsenin ocağına ateş düşmeden, mevcut yangını söndürme zamanı geldi de geçiyor…

Bir Yorum Yazın


Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.