Erdoğan Kırmızıoğlu


Unutulmaz Jön Cüneyt ARKIN’ Na VEDA!

Türk sinemasının bir efsane yıldız sanatçısını daha Cüneyt ARKIN’I (Fahrettin CÜREKLİBATIR) kaybettik.


      Bir sürü filimde duygusal-romantik jön karakterlerini canlandırdıktan sonra “Kara Murat” filmleri başta olmak üzere Malkoçoğlu,Battalgazi, gibi birçok aksiyon filmlerinde de yer alan, son olarak “Kuruluş Osman“dizisinde boy gösteren Cüneyt ARKIN (Fahrettin CÜREKLİBATIR)  MİLYONLARIN GÖNLÜNDE TAHT KURMUŞTU. Usta sanatçı, SANATSAL YÖNÜYLE, SOSYAL DUYARLILIĞIYLA, DİK ONURLU DURUŞUYLA HEP FARKLI İDİ.  DELİKANLI GİBİ YAŞADI, DELİKANLI GİBİ GİTTİ.

       Bugün köşe yazımda gençlik yıllarımızın unutulmaz jönü Cüneyt ARKIN (Fahrettin CÜREKLİBATIR) dan bahsedeceğim.

     Yaz ayının sıcak bir günü 28 Haziran sabahında tüm televizyon kanallarında Cüneyt ARKIN’IN ölüm haberi ile yaşamından kesitler ve yorumlara yer verildi.

     Yaşamım boyunca birçok sanatçının, ünlü kişilerin ölümünü duydum. Normal haber olarak televizyon kanallarından duyuruldu.Cüneyt ARKIN’IN ölüm haberi ise beni oldukça etkilemişti.

Belki ikimizin de aynı coğrafyadan KIRIM’dan yıllar önce göç etmiş, Kırım muhaciri ailelerden gelmemiz ortak bir kaderi paylaşmamızda buna sebep olabilirdi.

      28 Haziranda hayata gözelerini 85 yaşında kapayan, edebi istirgahına yolladığımız Cüneyt ARKIN, gerçekten yaşadığı dönemde yakışıklılığı ile, sanatsal yönden başarılarıyla, sosyal yönden duyarlılığı ile  her devirde dik duruşuyla, delikanlı insan  olarak yaşadı . Yaşadığı dönemde gönüllere taht kurdu

       Türk Sinemasının yakışıklı jönü kalp krizine yenik düşerek uçmağa çıktı. Cüneyt ARKIN bizim gençliğimizin bir ekolü idi.

       Bizler gençlik yıllarımızda onun yakışıklı jön olarak çevirdiği salon filmleri, Kara Murat, Malkoçoğlu, Battalgazi gibi aksiyon filmlerinden çok etkilendik.

      Gençlik yıllarımızda birçok genç ona benzemeye çalışırdı. Onun filmlerinde kız tavlama hareketlerini, kızların gönüllerini fethetmeyi çevremizde gördüğümüz güzel kızlara uygulamaya çalışanlar, aksiyon filmlerinde Kara Murat, Malkoçoğlu, Battalgazi gibi kahramanca hareketler sergilemeye  çalışanlar hep oldu.

      Onun seyretmeye doyamadığımız filimler bize coşku heyecan verirdi.

      O, evlerde ailelerin  yakışıklısı, kahramanı , güzel gözlü , güzel yüzlü, güzel bakışlı abisiydi.

      Onun ölümüyle tüm ülke ailesinden yakışıklı birini kaybetti.

      İnsanlar, doğar, yaşar, değişik meslekler edinir, olaylar yaşar, ömrünü tamamlar ve bir gün edebi dünyaya göç eder. Ölümü tadar, tıp ki doğumu tattığı gibi.

      Yaşar iken bir türlü doyamadığı, yaşadığı dünyadan bir gün gelir ayrılmak zorunda kalır ve uçmağa çıkar.

      Bazı insanlarda sınırlı ömürde, yaşadığı dünya hayatında ilke ve düşünceleriyle, kurduğu davasıyla, var ise sanatçı yapısıyla, yaptığı sanat ile,  hayat felsefesiyle, yaptıklarıyla, yapmak istedikleriyle,  eserleriyle onurlu dik  duruşu ile öldükten sonrada iz bırakırlar. Öldükten sonra da düşünceleri, davası, meydana getirmiş olduğu eserleri, sanatı, ondan etkilenen kişiler tarafından kuşaktan kuşağa aktarılır, eserleriyle  sanatıyla ölümsüzleşen insanlar olurlar.Eserleri sanatı topluma mal olmuş insanlar, ortaya koydukları eserleriyle sanatıyla  onlar her zaman insanların gönlündedir. Gönüllerde hiçbir zaman ölmezler.

      İşte ! Dün edebi dünyaya uğurladığımız Cüneyt ARKIN (Fahrettin CÜREKLİBATIR)  DA  yaptığı filmlerle, dik onurlu duruşuyla   topluma mal oldu. Ölümsüzleşti.

      O, yakışıklı jön tipiyle, birçok defa canlandırdığı Kara Murat, Malkoçoğlu, Battalgazi kahramanlık karakterleri ile halkın gözünde ölümsüzleşti.

      Filmleri farklı isimlerle dünyanın dört bir yanında gösterildi. “George Arkın” adıyla oynadığı “Western” tarzı filmleri Güney Amerika’da büyük izleyici çekti. İran’da Fahrettin, Uzak Doğu’da ‘Lee Arkın’ adıyla tanındı.

 

      Kısaca hayat hikâyesinden bahsedersek;

     “Yaşamı Eskişehir'in merkezine bağlı Karaçay köyünde doğdu. Babası Kurtuluş Savaşı'na katılmış Hacı Yakup'tur. Aslen Kırım’dan göç etmiş Kırım Tatarı  Nogay kökenliydi. Lise öğrenimini Eskişehir Atatürk Lisesi'nde gördü, 1961 yılında İstanbul Tıp Fakültesinden mezun oldu. Memleketi Eskişehir'de, yedek subay olarak askerliğini yaparken, Göksel Arsoy'un başrol oynadığı Şafak Bekçileri (1963) filminin çekimleri sırasında yönetmen Halit Refiğ'in dikkatini çekti. Askerliğini bitirdikten sonra Adana ve civarında doktorluk yaptı. 1963 yılında Artist dergisinin yarışmasında birinci oldu. Bir süre iş arayan Cüneyt Arkın, 1963'te Halit Refiğ'in teklifiyle sinema oyunculuğuna başladı ve iki yıl içinde en az otuz film çevirdi. Gurbet Kuşları filminin finalindeki kavga sahnesi, Arkın'ın kariyerinde bir kırılma noktası oldu. Bir süre daha duygusal-romantik jön karakterlerini canlandırdıktan sonra yine Halit Refiğ'in önerisiyle aksiyon filmlerine yöneldi. Bu dönemde İstanbul'a gelen Medrano Sirki'nde altı ay süreyle akrobasi eğitimi aldı. Burada öğrendiklerini Malkoçoğlu ve Battalgazi serilerinde beyaz perdeye aktararak, Türk sinemasına daha önce hiç örneği olmayan bir tarz getirdi. Kısa sürede avantür filmlerin en aranan oyuncusu haline geldi. Romantik jön filmlerle başladığı sinema yaşantısını hareketli filmlerle sürdürse de hemen her karakter role de can verdi. Kariyeri boyunca westernden komediye, macera filmlerinden toplumsal filmlere değişik türlerde filmler çekti. Özellikle Maden (1978) ve Vatandaş Rıza (1979) filmleri, Cüneyt Arkın'ın kariyerinde özel bir yer kaplar. 12 Mart dönemi sırasında, 4. Altın Koza Film Festivali'nde (1972) jürinin ilk oylamasında Yılmaz Güney'i Baba filmindeki rolüyle en iyi erkek oyuncu seçilmesine rağmen daha sonra siyasi baskılarla Yılmaz Güney'in yerine, ilk oylamada Yaralı Kurt filmindeki performansıyla ikinci olan Cüneyt Arkın'ı en iyi erkek oyuncu seçti. Bu karara tepki gösteren Arkın ödülü reddetti. Cüneyt Arkın sinemasına ayrı bir renk getiren, yönetmenliğini Çetin İnanç'ın yaptığı 1982 tarihli Dünyayı Kurtaran Adam zamanla bir kült film haline geldi. 1980'li yıllarda Ölüm Savaşçısı, Kavga, Sürgündeki Adam ve İki Başlı Dev gibi aksiyon filmlerinden sonra, 1990'lı yıllarda da polisiye dizilere yöneldi. At binmede ve karatede uzman sporcu unvanına sahiptir. Oyunculuğun yanı sıra televizyon izlenceleri sunmuş ve kısa bir süre gazetelerde sağlıkla ilgili köşe yazarlığı da yapmıştır. Cüneyt Arkın, 2009 yılında omurgasındaki sinir sıkışmasından dolayı yaklaşık üç ay hastanede tedavi gördü. Özel yaşamı Cüneyt Arkın ilk evliliğini 1964 yılında kendisi gibi doktor olan Güler Mocan ile yaptı. 1966 yılında kızları Filiz doğdu. 1968 yılında boşandıktan bir yıl sonra Betül (Işıl) Cüreklibatır ile evlenen Cüneyt Arkın'ın,bu evlilikten de Kaan ve Murat adlarında iki çocuğu vardır. Kızı bir şirkette genel müdürlük yapan Arkın'ın oğullarından Murat da dizilerde oyunculuk yapmaktadır. Bir dönem alkolizm tedavisi görmüş olan Arkın, alkol, uyuşturucu ve gençliğin sorunları konulu sayısız konferans vermiş, bunlarla ilgili teşekkür beratları ve onur ödülleri almıştır. Politikaya ilgisi2002 Genel Seçimlerinde Anavatan Partisi'nden Eskişehir milletvekili adayı olması için Mesut Yılmaz tarafından teklif götürüldü.Sonraki yıllarda ise İşçi Partisi adına düzenlenen ve bir grup bilim adamı, aydın ve sanatçının katıldığı "İşçi Partisi Hükümeti’nde Göreve Hazırız" kampanyasına katılarak, yeniden siyaset sahnesinde adı duyuldu. Ödülleri1963 yılında Artist mecmuasının artist yarışmasında 1.'lik ödülü.1969 Antalya Altın Portakal Film Festivali - En İyi Erkek Oyuncu Ödülü, İnsanlar Yaşadıkça1972 Adana Altın Koza Film Festivali - En İyi Erkek Oyuncu ödülü, Yaralı Kurt filmine1976 Antalya Altın Portakal Film Festivali - En iyi Erkek Oyuncu ödülü, Mağlup Edilemeyenler filmi ile1999 Antalya Altın Portakal Film Festivali - Yaşam boyu Onur Ödülü(2013) Engelsiz Yaşam Vakfı)- Yaşam Boyu Meslek ve Onur Ödülü.”

 

     O, parasal çıkarları peşinden koşmadı.

     İlkesiz, onursuz, her dönemin adamı sanatçılarından olmadı.

     Kendi adını ve ailesinin adını magazin sayfalarında duyurmadı.

     O, adını aşklarıyla değil, yaptığı sanatla toplumsal duyarlılıklarıyla duyurdu.

     İşte ! Bu yüzden toplum onu çok sevdi.

     Yarın cenazesinde binlerce insan tarafından” Toplumun Sevdiği İnsan”  olarak son yolculuğuna uğurlanacak .

     Cüneyt ARKIN ( Fahrettin CUREKLİBATIR) , yaptıklarıyla, eserleriyle,  düşünceleriyle, Türk sanat dünyasının onurlu insanları arasında yer aldı.

     Halk deyimiyle, Adam gibi ... Adam olarak yaşadı ve öldü.

     Cüneyt ARKIN ( Fahrettin CUREKLİBATIR) , yeşilçam filmlerini bize sevdiren, yeşilçam’ın yetiştirdiği sanat dünyamızın yıldızı  ulu bir çınarı idi.

    Sinemayı bize sevdiren  Cüneyt ARKIN ( Fahrettin CUREKLİBATIR) için  ardından söylenmiş o kadar güzel sözler var ki ; ben sadece  bir kaçına yazımda yer vermek istiyorum.

     Türkan ŞORAY “Canım Cüneyt... Bundan sonra, yokluğunu bilmek, düşünmek, öyle acı ki… Seni sonsuza kadar kalbimde yaşatacağım.”

    Gönül YAZAR, “Kanatlarım vardı, uçuyordum, şimdi o kanatlarım kırıldı, ben nasıl uçacağım? Gözün arkada kalmasın; hep Betül’ün yanında olacağım.”

   Gülşen BUBİKOĞLU ,“Sinemanın en güçlü aktörü, sağlığını bedel olarak ödediği, benim en yakışıklı partnerim. Ne kadar üzgünüm, anlatamam.”

    Hülya KOÇYİĞİT , “Büyük bir çınarı daha kaybettik.”

    Filiz AKIN, “Şoktayım, konuşamıyorum. O bizim dünyayı kurtaran cengaverimizdi!”

    Türker İNANOĞLU, “ 32 tane film çektik beraber. Kendini çok yıprattı. Türk Sineması’nda gelmiş geçmiş en iyi jöndü Cüneyt.”

    ………  Daha birçok sanat dünyasından siyasi kanattan ve halktan aydınlardan yorumlar..

 

     O,  Türk Film Yıldızı olarak, Yeşilçam en büyük artistlerinde ismi her zaman yer alacak.

     Hep sanat dünyasında ölümsüzleşen birbirinden güzel filimler,  çektiği tarihi filmlerdeki rolleriyle, sosyal konularda duyarlı onurlu dik duruşuyla, Tıp doktoru olarak sağlığa  verdiği katkıyla, Türk halkına, Cumhuriyete, Atatürk’e sevdasıyla, sinema dünyasına kalıcı  eserler üretmekle geçen bir ömür sürdü. Cüneyt ARKIN’A ( Fahrettin CUREKLİBATIR)  Allah`tan rahmet, başta ailesi olmak üzere, Türk Halkına , tüm sanatseverlere baş sağlığı diliyorum.

      Yakışıklı Jön Cüneyt ARKIN! Türk halkı, sinemaseverler seni hiç unutmayacak, eserlerinle, filmlerinle, yapmış olduğun hizmetlerle, düşüncelerinle hep gönüllerde yaşayacaksın?

      O her zaman Türkiye’de, ve Dünya ülkelerinde  Türkiye’nin yetiştirdiği en yakışıklı artisti Jön Türk, sosyal konularda duyarlı  onurlu bir sanatçı  olarak sevgi ve saygıyla hatırlanacak, ONUN İSMİ SANAT DÜNYAMIZDA YEŞİLÇAMDA UNUTULMAZLAR ARASINDA HEP YER ALACAK.

     Ruhun şad olsun,   Kabrin cenneti mekan olsun Jön Türk,  Kırım Nogay Tatarı Cüneyt ARKIN ( Fahrettin CUREKLİBATIR) . Ruhun uçmağa çıktı. Biliyorum ki ; Senin ruhunda Tanrı dağlarının eteklerinde Oğuzhan, Kürşat, Alper Tunga, Tomris Han, Avar han, Atilla, Cengizhan, Cucihan, Hacı Girayhan, Nogayhan, Fatih Sultan Mehmet,  Atatürk, Nihal Atsız , Türkeş, Kartal TİBET….. daha nice bu dünyadan uçmağa çıkanlarla birlikte….