Fatih Gürbüz


Profosyonel futbolda şartel indirilmeli


Türk futbolunda geldiğimiz noktaya baktığımızda kulüplere devlet sahip çıkmazsa neredeyse tamamı uluslar arası tefecilerin ellerine düşecek.

Futbol tarihimizi şöyle geriye baktığımızda tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de en popüler sporlar arasında yer alıyor. 1880 yıllarının sonlarında ülkemizde oynanmaya başlayan futbol o günden bugüne kadar elle tutulur gözle görülür bir başarıya el atamadığı gibi şimdi yerlerde sürünüyor.

Eskiden fakirlerin oynayıp zenginleri eğlendiren futbolun dönemimizde zenginlerin oynayıp fakirleri eğlendiren bir spor haline gelmeye başladı. Türk futbolu diye söylüyoruz ama yaş ortalaması ve oynayan futbolculara baktığımızda sadece kulüp isimlerinin Türk, taraftarların Türk, parasını ve zamanını harcayanların Türk ve hakemlerinin Türk olduğu bir sektörle karşıyayız.

Üç beş fanatik taraftarın gönlünü eğlendirdiği maça gitmek ve seyretmek için bir heyecanın yaşanmadığı sadece kulüplerinin adının bilindiği futbolcularının adının hatırlanmadığı Türk futbol liginin küçük bir araştırmasını yaptığımızda karşımıza çıkan sonuca bir bakalım.

Futbol kulüpleri en fazla 28 kişiden oluşan A takım kadrolarında 14 yabancı futbolcu bulundurabiliyorlar. 18 kişilik maç kadrolarında ise en fazla 11 yabancı futbolcu yer alabiliyor.

Yani sahaya hiç Türk yerli futbolcu yerleştirmeden futbol oynadığında Türk futbol kültürünü nasıl sergileyecek, kulüplerin şehirlerin ruhunu yeşil sahalara taraftarlara nasıl yansıtacaksın.

Bilgisayar oyunu gibi bir hal alan ve anlık zevk veren futbolun insan ruhunu okşamadığı ve bu olmayan ruhun da milli takıma yansımadığını görüyoruz. Takımında istediği mevkide oynayamayan forma şansı bulamayan ve oturduğu yerden para kazanan futbolcuda olmayan ruh nedeniyle ligde ve Avrupa maçlarında olduğu gibi milli maçlarda başarısızlık en diplere kadar iniyor.

Türk futbolunun ve futbolcusunun başarısızlığını 1921 yılından itibaren incelediğimizde 50 kadar futbolcunun başka ülkelere transfer olduğunu çoğunluğunun da başarısız olup ülkemize döndüğü görülüyor.

Türkiye?den yabancı ülkelere futbolcu transferi yapamazken bu yıl süper Lig`deki 18 takımın yerli ve yabancı sayıları...

Bursaspor:                19 yerli - 13 yabancı
Antalyaspor:             19 yerli - 13 yabancı
Erzurumspor:           16 yerli - 12 yabancı
Fenerbahçe:             16 yerli -15 yabancı
Beşiktaş:                   15 yerli - 14 yabancı
Rizespor:                  15 yerli - 14 yabancı
Galatasaray:             14 yerli - 12 yabancı
Trabzonspor:            14 yerli - 13 yabancı
Göztepe:                    14 yerli - 16 yabancı
Kasımpaşa:                14 yerli - 11 yabancı
Konyaspor:               13 yerli - 14 yabancı
Alanyaspor:               13 yerli - 15 yabancı
Kayserispor:             13 yerli - 11 yabancı
Yeni Malatyaspor:    13 yerli - 11 yabancı
Akhisarspor:             13 yerli - 13 yabancı
Başakşehir:               12 yerli - 13 yabancı
Ankaragücü:             12 yerli - 14 yabancı
Sivasspor:11 yerli - 12 yabancı

256 yerli futbolcunun süper ligde görev yaptığını 40 farklı ülkeden 236 yabancı sporcunun da Türkiye?de oynadığını görüyoruz. Bu  kadar yabancının bulunduğu bir ortamda yerli futbolcuların forma şansı bulma imkanı var mıdır? Tabiî ki yok.

Şimdi 2018-2019 sezonunda sporcuların yaş ortalamasına baktığımızda kulüplerin alt yapısını bırakın amatör kulüplerden de genç yaşta başarıyı yakalayıp süper ligde oynama şansı bulamadıklarını görülüyor.

Ligde top peşinde koşturan futbolcuların sahaya dizilimine göre baktığımızda futbolcuların toplam yaş ortalaması 28.22. yani 20?li yaşlardan 25?li yaşlara kadar sahaya sürülen bir futbolcunun oynadığını göremiyoruz.

Dünya ekonomisini elinde tutan ve yönlendiren Çin milyon avroluk futbolcu transferlerini yasaklayarak kulüplere 23 yaş futbolcu oynatma sınırlaması da getirdi.

Mısır ekonomisini etkileyen ve başarı sağlayamayan profesyonel futbol ligini tamamen yasakladı.

Dört büyükler olarak bilinen futbol kulüplerinin toplam borçları 7 milyar lirayı aştı.

Kulüplerin gelirleri dört ana başlıkta toplanmış

Bunlar; Yayın gelirleri, ? Maç günü gelirleri, Ticari gelirler,  UEFA yarışmalarına katılımdan kaynaklanan gelirler,

Yıllık yayın gelirleri 500 milyon USD kdv hariç. Bu rakam süper lig ve amatör liglere de eşit dağıtılmadığı için alt yapılardan sporcu yetişmiyor. Bazı ülkelerin yayın gelirleri 2.5 milyar avro Türkiyede yayın fiyatlarının düşük olması demek ki kalitenin de düşük olduğunu gösteriyor.

125 ve 137 milyon avro arasında değişen maç geliri elde ediliyor.

200 milyon Türk lirası ticari gelir elde ederek Fenerbahçe bu konuda birinciliği elde ediyor.

UEFA gelirleri de bilindiği gibi kulüplerin başarısızlığı nedeniyle ekonomik bir gelir elde edemediğini gösteriyor.

Borçlara ve gelirlere bakıldığında Türk futbolunun ve kulüplerinin batmaya mahkum.

Şuanda futbol kulüplerinin borçlarıyla ilgili yapılan çalışmalara, yabancı futbolcularla ilgili genişletmelere baktığımızda batmış olan Türk futbolunun iyice batacağı güçlenerek çıkmak yerine zayıflayarak yok olacağını gösteriyor.

Türk futbolu profesyonel alanda bence nadasa çekilmeli ve amatör kulüplere ağırlık verip yeni vatansever, sporcularla profesyonel hayata merhaba demeliyiz.

Avrupa ve Dünya kupalarını bırakalım Türkiye?de bile başarısız olan Türk profesyonel futbolunun radikal kararlar alınarak geliştirilmesinin önünü açmalıyız.

Benim önerim en az beş yıl süper ligin kepengini indirip amatör kulüplere ağırlık verip az para harcayıp ülkemizde yeni Messi ve Ronaldolar yetiştirip futbolcu fabrikasında sporcu üretip Afrika ülkelerini geride bırakmalıyız.

Milyarlarca lüks statlar yapıp hiç kimsenin zevk almadığı için gitmediği hayalet yapıları kaderlerine terk etmememeliyiz?