Fatih Gürbüz


Eşref Ural ne istedin de alamadın, FETÖ’cü dediğin CHP’ye gittin

2014 yılında 12 arkadaşıyla CHP’den istifa edip partisinin FETÖ terör örgütüyle iş birliği yaptığını iddia eden Kepez Belediye Meclis Üyesi Eşref Ural, 6 yıl sonra hiçbir eleştiri ve övgü yapamadan CHP Genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun elini öperek yakasına CHP rozeti taktırdı.


Gelişiyle bütün çamları deviren, CHP içindeki çarpık ilişkileri deşifre eden Kepez Meclis Üyesi Eşref Ural saçma sapan bir açıklama yaparak tekrar CHP saflarına dönüş yaptı.

6 yıldır AK Parti rozetiyle Belediye Meclis Üyesi olarak hizmet eden Eşref Ural’ın 2014 yılında neler söylediğini tekrar hatırlayalım…

Eşref  Ural, "Yalan, dolan, lafazanlık, gıybet ve hamaset parti için kültürel etkinlik haline gelmiştir. CHP yalan makinelerinin, cahillerin, soytarıların, sonradan görmelerin ve ahlaksızların cirit attığı Bizans sarayına dönmüştür."

Yine o dönemde istifa ederken Ural şunları söylemişti; CHP'ye oy vermemiş, parti binasının önünden geçmemiş insanların 'toplumun bütün kesimlerine açılıyoruz' yalanlarıyla makam ve mevki sahibi yapıldı. CHP kuruluş felsefesine aykırı olarak, uluslararası güçler, Gülen Cemaati ve bazı Avrupa Birliği ülkeleriyle ilkesiz ve karanlık ilişkilere girmek suretiyle hem kendisine hem de ülkemize ihanet etme noktasına gelmiştir. 

Bu yukarda yazılanları bizzat kendisi söyleyen Ural için 6 yılda aslında bişey değişmemiş olacak ki, döndüğü partisiyle alakalı iki satırlık güzel bişey söyleyemedi.

Hatta 6 yıldır siyaseten birlikte yol aldıkları AK Partili arkadaşlarına kötü bir şey söyleyeme cesaretini gösteremedi.

Altı yıllık siyasi hayatında zaten varlığını bir gazeteci olarak hissetmemiştik. Aslında istifa edinceye kadar Eşref Ural’ın AK Parti’de hala siyaset yapmadığını bilmiyordum.

Bu da şunu gösteriyor.

Türkiye geneline baktığınızda ülke lider odaklı yönetiliyor. Bazı medyatik bakanları çıkarsak, birçok bakanın adını bile araştırmadan bilemiyoruz.

Eskiden neredeyse tüm resmi kurumların başındaki isimleri vatandaş biliyordu ama ne yazık ki şuanda ülke yönetim şekli değiştiği için diğerlerine bilmek zorunda değiliz.

Yukarda böyle olunca belediyelerde başkan odaklı bir yönetim anlayışı gerçekleşiyor. Parti ve grup sözcülerinin dışında diğer meclis üyelerinin adı pek bilinmiyor.

Yakından tanıdığım ve bildiğim Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü’de belediye de partisi dahil hiçbir meclis üyesinin idari konulara karışmasına izin vermiyor.

Belediyede çalışan birçok çalışanla yaptığım sohbette ilk defa huzur içinde çalıştıklarını ifade etmişlerdi.

Daha önce siyasilerin ve meclis üyelerinin sokakta çalışan temizlik görevlisine dahi müdahale ettiğini büroda çalışanların sürekli siyaseten taciz ve mobing içinde olduğunu vurgulamıştı. Tütüncü döneminde tüm çalışanların mutlu olduğunu bizzat çalışanlardan hatta AK Partili olmayan çalışanlardan duyunca şaşırmıştım.

Bugünde sanki çok büyük bir olay yaşanmış gibi damat gibi hazırlanıp saçların limonla şekillendirildiği bir siyasetçi tiplemesiyle Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanında sap gibi dururken “Beni buraya kim çıkardı, nasıl çıkardı, şimdi ben buraya ne için çıktım” der gibi bakışlar sergileyen fotoğraflarınla emin ol seni oraya çıkartan kişinin de yaptığı açıklamayla çokda mutlu olmadığını gösteriyor.

Senin elinden tutup Ankara’ya götüren kişi bile AKP Kepez Belediye Meclis Üyesi CHP’ye geçti diyor. Yani seni sarı çizmeli Mehmet ağa olarak görüyor.

Candan bir parti başkanı, arkadaşımız, kardeşimiz, dava arkadaşımız diye kendiside inanmasa böyle bir açıklama yaparak senide parti tabanını da heveslendirir. Yani yalan rüzgarlarının döndü bir yere tekrar adım atarak celladına aşık olan adam mantığıyla siyasi hayatını bitirmeye gitmiş görünüyorsun.

Eşref Ural'ın açıklaması da söyledikleri gerçekten doğru ise Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü’yü kutluyorum. Kepez’de oturuyor olsam plaket yaptırıp belediyeyi siyasete alet ettirmediği için ödüllendirirdim.

Bakın Ural istifa gerekçesi olarak ne diyor, "Belediyeler halk iradesinin doğrudan doğruya hayata geçtiği kurumlardır. Dolayısıyla seçilmiş belediye meclis üyeleri, belediyenin meclis ve idari faaliyetlerinde etkin görev ve sorumluluk almalıdırlar. Ancak Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü halkın oyları ile seçilmiş meclis üyesini, sadece meclis çalışmalarıyla sınırlandırıp, belediye, idari ve icrai faaliyetlerinden uzak tutmayı tercih ediyor. Bu anlayışın antidemokratik olduğunu ve ilaveten, demokrasi ve halk iradesinin tahahhkunu engellediğini düşünüyorum.”

Adam böyle bir açıklama yaparak Kepez Belediyesi’nin bir arpalık ve siyasi arena haline getirilmediğini onaylıyor.

Aslında benim bildiğim daha farklı bir şey var ama bunu açıkça söyleyemiyor.

"Bizans Sarayı", "Fetö" vs... Partinden ağır ithamlarla istifa et. Karşıya geç, orada meclis üyesi ol. Millet pandemiyle mücade ederken "Başkan Yardımcısı" olmayı talep et. Beklediğini alamayınca tekrar geri vites geldiğin yere. Ne güzel dünya! Böyle değil dersen kaynağım sağlam bilgin olsun.

Yani adama ne istedin de alamadın istifa ettin derler mi derler…