Mesut Başkan.,
Bu memlekette kim kime içten ve samimi, konulara bakış açısı mantıklı veya gerçekçi, ne bileyim attığı adımlarda kimin yalpalama yapıp kimin yapmadığını çoğu insanoğlu iyi bilir.
Başta da sen bilirsin. Zira tabiri caizse insan sarrafısın.
Öncelikle çektiğin 2 aylık azap dolu günlerin geride kaldı ve sana oy verip baş tacı yapıp Kepez Belediye Başkanı seçenlere hizmet etme zamanın artık gelmiştir.
Kepez Belediyesi’nin yani senin başkanlığını yaptığın yerin Araç Müzesi bölümü var ya, bana aylardır oradan öyle pis kokular gelmeye başladı ki, gerek senin demir parmaklıklar ardında tutulman, gerekse yeni seçilen bir yönetimin olmasından kimi zaman yazmaya fırsat bulamadım, bazen unuttum, bazan da bana göre daha önemli konulara öncelik verdiğimden kısmet bu güneymiş.
Kimse vazgeçilmez veya bulunmaz değildir.
Bırak Andızlı ve Uncalı’yı Kurşunlu da kendisini öyle görenlerce doldurulmaya başlandı.
Bunca işinin arasına benim Araç Müzesini sıkıştırmaya çalışmayacağımı yani beni en iyi tanıyanlardan birisi sen olduğundan o koku dayanılmaz hal almaya başladı desem bana anlayış göstereceğini umuyorum.
Misal.
Araç müzesinde bulunan araçlar arasında şahıs üzerine kayıtlı olanları var mıdır, varsa kimdir bu kişi ya da kişiler?
Ve o araçlar için belli bir ödeme söz konusu mudur?
Dokuma Park Müzeler sorumlusu muhteremin kardeşi müze antika parçaları satışı yapması bir tesadüf olabilir mi?
Yapamaz mı?
Tabi ki yapar da, bal tutan da parmağını yalar.
Bir müze haftanın hangi günleri gezilir?
Ve o müzede görevli olanlar söz konusu mesailerine parmak basmaları yetiyor mu yetmiyor mu?
Peki mesai bitiminde?
Bas parmağı git Konyaaltı sahiline. Akşama kadar denizde çim. Sonra mesai bitiş saatine doğru gel aynı parmakla çıkış yap. Al sana çalışan personelin iş günü!..
Olamaz mı?
Yazının başlığına ve girişine dikkat edilirse Mesut Kocagöz’e resmen açıkça mektup yazmak niyetim.
Tabi ki örnekleriyle.
Yardımcıların arasında konuya vakıf olanlar var başkan. Dolayısıyla senin her halinle rahatlaman bekleniyor olacak ki, mutlaka gelişmelerden haberdar edileceksindir.
Yağma Hasan’ın böreği döneminin geride bırakılması gerekiyor.
İşe göre adam yerine adama göre iş zihniyeti artık raflara kaldırılma zamanı çoktan geldiği kanısındayım.
Tabi ki işin kolay değil.
Yılların kemikleşmiş kadrolarından tutun da, yukarıda da dediğim gibi işi kendisine benzeten zihniyetlerle nasıl mücadele edilecek? Bu ekonomik çöküntüde ne gibi bir yol izlenecek inanın herkes gibi bende baya bir merak ediyorum.
Tüm bunların yanına seçim öncesi verilen vaatler de eklenirse vay ki vay.
Kısacası daha, “Bismillah bile demeden kendisini cezaevinde bulup 2 ay boyunca hiçbir işin kulpundan tutamayan Mesut Kocagöz’ün işi hiçte kolay gözükmüyor.
Bence en önemli faktör ekip. Yani Kocagöz’ün yürüyeceği yolda yanında olacak olanlar.
Bana gelen bilgilere göre Mesut Kocagöz’ün yakın mesai arkadaşları tam isabet yönünde olduğu.
Sevecendir. İnsancıldır. Kolay kolay pek kalp kırmaz Kocagöz. Ama iş zamanında iş ister. Yapmayanın da gözyaşına bakmaz. Nereden mi biliyorum?
Öncelikle karakterini yıllardır tanıyorum. 2014-2019 arası ANET’de mesai arkadaşlığı yaptık. Gazeteci-yılların belediyeci ilişkilerini de ekleyince artık detaya mı ineyim?
Kepez Belediyesi için yazacağım mektup Dokumak Park ile tabi ki sınırlı olmayacak. Eksiklik ya da kendisine fazlalık çıkaranlar ile ilgili bize gelen bilgileri Başkan’a aktarmayı bir gazeteci olarak kendime görev addediyorum.
Dip Not: Ben vıcık vıcık yağ kokan yazıları beceremem hatta nefret ederim. Ama Kepez Belediyesi’nin Belediye Sağlık Merkezi var. Daha doğrusu varmış. Mış diyorum ben daha yeni öğrendim, bu da bizim eksikliğimiz olsun.
Oraya emeği geçen ve geçmekte olan her kim olursa olsun, başta belediyenin sağlık müdürüne, sağlık merkezinin sorumlusuna şükranlarımı sunuyorum.
Ben böyle hakkaniyetli, temiz ve mükemmel bir sağlık kuruluşu görmedim.
Allah kolaylık versin Mesut başkan.