31 Mart yerel seçim sonuçlarını değerlendiren Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyesi Cemil Çiçek “Partinin MR’ı çekiliyor. Nerede kireçlenme var? Organ zaafı var veya yok. Bu birinci ayağıdır. Ondan sonra da gereğinin yapılması lazım” dedi.
31 Mart seçimlerinden CHP’nin yüzde 37.7 ile birinci parti çıkması sonrası AK Parti’de sular durulmuyor. Seçimde istenilen neticelerin alınamaması taşların yerinden oynayacağı yorumlarına neden olurken, AK Parti’nin ağabeylerinden Cemil Çiçek’ten dikkat çeken bir seçim değerlendirmesi geldi.
Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Konseyi üyesi olan Çiçek “AK Parti, siz de yazıyorsunuz; çok yönlü bir araştırma içinde. Partinin MR’ı çekiliyor. Nerede kireçlenme var? Organ zaafı var veya yok. Bu birinci ayağıdır. Ondan sonra da gereğinin yapılması lazım. Bu noktada tarihimizde örnekler var. 1989’da Anavatan Partisi olarak seçimleri kaybettik. Kazananın da, kaybettiği söylenen partilerin de o seçimleri iyi değerlendirmesi gerekiyor. 18 Nisan 1999 seçimlerine de iyi bakmak gerekiyor. 1989 ve 1999 seçimleri iyi değerlendirilmeli. 1989’dan baktığınızda Anavatan kendi yönünden bazı değerlendirmeleri yaptı sonra gereğini yerine getiremedi. Parti içinde değerlendirmeler oldu ama gereğini yapamadığı için erime oldu.
Genel kanaatim şudur: Siyasetin yol haritasını tecrübe, deneyim belirler. Tecrübe de insanların, toplumların yaşadıklarından elde edilen bilgidir. Bunun bedeli de ödenmiş bir bilgidir. Mağlubiyetle, acıyla, sevinçle bedeli ödenmiş bilgi. Bu bedelin paraya tahvili mümkün olsa; 953 yıldır bu coğrafyadayız, bilgi paraya tahvil edilse, milli geliri en yüksek ülke biz oluruz” dedi.
Yenilginin sebebini neye bağladığı sorulan Çiçek, Sözcü gazetesine şunları söyledi; “Araştırmalarla ortaya çıkar. Tek bir neden olmaz. Her bölgeye her il, ilçeye göre değişir nedenler. Orta Anadolu’daki bir seçim kaybında birinci etken başkadır, Ege’de etken başkadır. Ayrı ayrı bakmak gerekiyor. Çevremizdeki beş on kişiye bakarak olmaz. Bunu 1989’da Anavatan Partisi yapmadı o zaman. Bir genel değerlendirmeye bakıldı ve sonuca varıldı. Genel değerlendirme her yerde geçerliyse kazanılan yerleri nasıl kazandık? Bundan dolayı daha ayrıntılı bir çalışma lazım. Bunu yaparken de olanı olduğu gibi kabul etmek şart.
Tarih dediğimiz gönlümüzden geçen değil, olanı olduğu gibi kabul etmektir. Gerçek neyse o! Gereğini yapmak şart. Yapmayacaksınız… Dostum, siyasi partiler fikir kulübü değil, akademik faaliyet yapmıyor. Siyasi partiler doğru olduğunu kabul ettiğinizin gereğini yapmak için kurulmuştur. Değilse fikir kulübüdür. Bundan sonra yine seçim olacak. Akademik faaliyet gibi tespitler olursa sonuç alamazsınız.”