Ben Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki’yi ilk kez Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaparken tanıma şerefine ulaştım.
Bilirsiniz bendeniz spor gazeteciliğinden gelmeyimdir. Dolayısıyla Antalyaspor’um nerede maçı varsa bendeniz de orada oldu hep yıllar boyu.
Yurt içi olsun yurt dışı ne kadar yer varsa Antalyaspor sayesinde görmüş, kişileri de Kırmızı-Beyazlı ekibimizin organizasyonları sayesinde tanımışımdır.
Efendim Bakan Özhaseki, “Tüm kaçak yapıları temizleyip milletimizin sahillere, plajlara rahat bir şekilde ulaşmasını sağlayacağız” demiş.
Ne eyi etmiş?
Ve eklemiş: “Türkiye, dört bir yanıyla adeta bir turizm cenneti.”
“Ne diyeyim şimdi ben bu tespite” diye inanın çok düşündüm. Bu denli dahi söz beklemiyordum mu!.
Ama bir şey var ki sözünü, “Bu değerli alanlarda en büyük sorun kaçak yapılaşma” diye tamamlamış ya.,
Şapka çıkarttım.
Ve.,
“Sahil şeridindeki kaçak yapılar yıkılacak” gibi iddialı bir söz sarfetmesi yok mu?
Gel de Özhaseki hayranı olup çıkma.
Öncelikle benim yaşadığım yer malum Antalya. Doğduğum yer Fethiye. Dolayısıyla ülkemde turizm dendi mi yüreklerin attığı yerdenim.
Ama Bakan Özhaseki sözlerinin başında “Artvin’den Hatay’a doğru bütün kıyıları denetlediklerini belirtmiş.
İşte burada hemen durdum. “Sözünü ettiği illerdeki kaçak yapılaşmanın üzerine anında gidile bilinir de ya Antalya’dakilerin üzerine” diye düşünmeden edemedim.
Haksız mıyım?
Ama, “Mafyavari tutumlarla sahil şeritlerinde bazı bölgelerin işgal edildiğini görüyoruz. Buna izin vermeyeceğiz. Hukuk dışı yapıları, mevzuata aykırı tüm uygulamaları, yani bütün kaçak yapıları yıkacağız. Şimdi bir de ALO ihbar hattı kuracağız orada. Vatandaş diyecek ki ‘bizim burada denize ulaşmamızı şunlar engelliyor.’ Türkiye bir hukuk devletidir. Hukukun üstünde bir güç, Türk devletinin üstünde bir güç yoktur. Aksini düşünüp kaçak yapılar işletenlere hukuk ile cevap vereceğiz. Tüm kaçak yapıları temizleyip milletimizin sahillere, plajlara rahat bir şekilde ulaşmasını sağlayacağız. Ben bunu söyledim ya bana bir sürü ihbar geldi. ‘Şurada siteler kuruldu’ diyor. ‘Bunlar zengin adamlar, oradan sahile inişimizi engelliyorlar’ sözlerini sarf eden ben değilim, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki.
Yetmiyor, “Bu konuda devletin üzerine düşen görevi yerine getireceğinin altını çiziyorum” diyor.
Bakın daha çok Özhaseki’nin söylemlerine yer vermeye çalışıyorum sakın ola ki yazıda şişirilme yapmaya kalktığım falan düşünülmesin.
Zira böylesine iddialı sözler koskoca bir ülkenin koskoca bakanına ait de ondan.
Benim tüm bu söylemlere söyleyeceğim sözler birkaç kelimeyi geçmez.
Misal.
Haydi Hodri Meydan.
Misal 2 mi?
Yap da görelim sayın bakan..
Misal 3 mü olsun.
Dediklerini yaptıktan sonra amacına ulaştın mı? Bence senin heykelin dikilmeli bu ülkenin turistik yerlerine.
Neymiş?
Kimsenin hukuk dışı iş yapmasına müsaade etmeyecekler miş.
Etmeyin.
Edilmemeli de.
Son noktayı şöyle koymuş sayın Özhaseki: “Asıl mesele bir koy bulmuşlar. 3-4 kişi çökmüş oraya büfemsi bir şey koymuş. Orada ufak tefek bir şey satıyor ama bir şezlonga git otur bak kaç lira istiyor. Ailesiyle gitmiş insanlar, nasıl bu işgalcilerle muhatap olsunlar ki.”
Bence 2024’te de, 2025 hatta bundan sonraki yıllarda da bu geleneklerin önüne kimse geçemeyecektir. Sadece söylenir. Ya da konuşulur ve orada kalır.
Var mı ötesi?